2 Mayıs 2011 Pazartesi

zihin

uzun zamandır okumak istediğim bir iki kitap var. o kitaplardan müthiş keyif alacağımı düşünüyorum. Fakat okumuyorum neden mi? zihnimin onları anlayabilecek hale gelmesini bekliyorum. evde sürekli bir çocuk sesi var. ağlamalar, bağırmalar, itiraz etmeler. elime kitabı alınca "bu kafayla okunmaz" deyip vazgeçiyorum. bügün gidişata dur dedim. zira meryemin gaz sebebiyle sürekli ağlamasının, latifin sevindiğinde yahut üzüldüğünde çığlık atmasının, yusufun kıskançlık belası yüzünden homurdanmasının sonunun gelmesini beklememeliyim. elimle meryemin beşiğini,ayağımla da latifi sallarken kitaplardan birine başladım. televizyon gürültüsünden bunalan zihnim lezzetli bir av bulmuş gibi kitaba yumuldu. gerçi ancak on beş yirmi dakika, sonra yine çocuklar sebebiyle ara vermem gerekti. hava da güzel artık. baharın camımıza üflediği kuşları görebiliyorum. dışarıya ailecek çıkabiliriz. latif dışarısını çok seviyor söyleyebildiği on, on beş kelimeden biri de palto. aslında tam da telaffuz edemiyor bu kelimeyi "Pato pato" diye sevimlice yuvarlıyor harfleri.bunu söylerken dışarıya çıkacağı için de içi içine sığmıyor. gülümsemesi suratının tamamını kaplıyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder