31 Ekim 2011 Pazartesi

latifin kreşe başlamısını istemiyordum. yusufu erken başlatmak hem onu hem de beni yormuştu. fakat bıdık evde sıkılmaya başladı. televizyon bağımlısı oldu. sonunda pes ettim ve evimizin yakınındaki bir kreşe onunla keşfe gittik. Latif uyumulu davranıp etkinliklerin hepsine katılınca haftada bir gün için gittiğimiz kreş haftanın beş yarım günü olarak hayatımıza girdi. bugün üçüncü gün. sabahtan öğleye kadar gidiyor latif bey. işin tuhafı buna Yusuf da çok sevindi, kardeşi okula başlayacağı yeni şeyler öğreneceği için tüm gün şarkı söyleyip durdu. hatta pazar gününkü veli toplatısına benimle gelip okulu görmek istedi - ki o hafta sonu evden vinçle çıkartılan bir çocuktur- okulu beğendi sınıfları teftiş etti, eve velinin doldurması için gönderilen formu birlikte doldurmayı teklif etti. latifse oyun hamurlarıyla, kes yapıştırma yapmakla, oyunlar oynamakla çok mutlu görünüyor. öğlen onu alamaya gittiğimde gelmek istemiyor. gerçi bu ilk günler bakalım aynı muhabbet devam edecek mi?

27 Ekim 2011 Perşembe

baba kızını şöyle sever

- sen keyif verici bir madde misin?

26 Ekim 2011 Çarşamba

23 Ekim 2011 Pazar

hafta sonu şelale keşfettik. arabamızla felaket yollardan tıngır mıngır giderek sonunda bulduk şelaleleri. emziğimizi evde unutunca meryem hanım intikamını pek feci aldı. zaten araba seyahatlerini sevmiyor. düşünün halimizi... sonunda fotoğraflardaki o müthiş yere vardık. dağları tepeleri yürüyerek tırmanma imkanımız olsaydı başka şelalelerle de karşılaşacaktık ama bir elimizde kıızımız diğerinde oğlumuz olunca bulduğumuzla yetindik.- yusuf bu işe çok bozuldu gerçi aman ne surat astı. başka gruplar güle oynaya tepelere tırmandıkça afakanlar geçirdi- orada taze üzüm suları satan teyzeler bize yazın cafcaflı zamanlarında gezmeye gelmemizi tavsiye ettiler. gideceğiz inşallah aklımıza koyduk. en üstteki fotoğrafta bizim balkonumuzun manzarası, gerçi biraz zoomlu hali ama olsun. haa altta bir yerde de at kuyruklu resmi var Meryemin.ne şirin değil mi?







17 Ekim 2011 Pazartesi

üç çocuk

hala üç çocuk annesi olduğuma inanamıyorum. mesela camdan dışarıya bakarken, eski albümleri karıştırırken, liseden bir arkadaşla face de karşılaştığımızda yıllar geriye doğru koşuyor. tuhaf. Rabbime çok şükrediyorum, harika üç evladım var. hem de hala üç çocuk annesi olmadığım, çocuk kaldığım anlar var.

16 Ekim 2011 Pazar

yeni haller

yusuf yeni okulunu çok sevdi öğretmenini de... hayatta düzelmez dediğim yazısı bir haftada inci gibi oldu. inanılır gibi değil. tek sorun sınıftaki diğer erkekler gibi futbolu iyi oynayamaması. sanırım bu babasının futbola hiç pirim vermemesiyle alakalı.

latif yeni evimizi hiç yadırgamadı. sadece eski banyomuzdaki kocaman küveti özlüyor. oradaki abisiyle saatlerce suyla oynama keyfini bu küçük duşa kabine taşıyamadı tabi

meryem sürekli yerde, ama hala kaloriferlerimiz yanmıyor. merkezi ısıtma sistemimiz işi çok ağırdan aldı. biz de ufomuzu kurduk. kızımız sürekli gülüyor ve eline geçirdiği elmaları kemirerek damaklarını kaşıyor. saçlarının taranırken da acayip uslu. başı kaşınıyor böylece

abi- kız kardeş- ortanca



yüzü gözü çikolata hanım

işte yeni evimiz ve kıyak oğlumuz

8 Ekim 2011 Cumartesi

Sinop

Sinop'a taşındık. bir hafta içinde kitaplar kolilendi, koltukların yüzleri değiştirildi, halılar yıkama fabrikasına gönderildi, tüller temizlenip ütülendi, gardrop söküldü, Ankaranın salkım söğüt ağaçlarıyla vedalaşıldı. Zübeyda ablama sarınıldı ve yola çıkıldı. şimdi sinoptayım. Ankaradan sonra buraya alışıp alışamadığımı soranlar oluyor. Alışmak mı?

yolu uzun seneler çok sapa olduğundan unutulmuş bir şehir burası. doğudaki şehirlerden bile geriymiş. düşünün lc waikiki bile bu sene açılmış. büyük alışverişmerkezleri yok, insanlar koşturmuyor, güvenlik hat safada... insanlar arabalarının evlerinin camlarını açık bırakıyorlar. böyle bir güzellik nerede bulunur? şehrin yürüyerek yirmi dakika uzaklığındaki evlere şehir dışı diyorlar ve buralarda inekler dolaşıyor. her evden denizi görmek müümkün neredeyse. çocuklarıma kendi çocukluğumdakinden bile daha temiz bir şehir bulduğuma inanamıyorum. çocuklar mı? eh keyfileri çok gıcır.