27 Kasım 2011 Pazar

24 kasım

her sene olduğu gibi bu sene de öğretmenler gününü unuttum. bu 24 Kasımda da oğlum öğretmenine hediye vermeyen tek çocuk olarak sınıfta kalmış. ertesi gün muhakkak bir hediye gönderiyoruz ama tabii ilk anın yerini tutmuyor. şaka şaka bal gibi de tutuyor. yusuf çok rahat bir çocuk olduğu için şu ana dek hiç problem yaşamadık. "Anne bugün öğretmenler günüydü tek ben hediye götürmedim" henüz hiç demedi. daha çok şöyle gerçekleşti dialoglar: "Oğlum bugün öğretmenler günüydü ben de hediye işini unuttum, tek sen miydin hediye götürmeyen", "Evet"," Neyse ben bir şey aldım yarın verirsin" "tamam", "sormayacak msın ne aldın diye?", "bakarım sonra"... bu sene diolog biraz farklılaştı. ""Oğlum bugün öğretmenler günüydü ben de hediye işini unuttum, tek sen miydin hediye götürmeyen", "Evet ama üzülme ben hediyemi verdim" "Ne verdin?", "Yanımda flaşım vardı, öğretmenim bendeki şarkıları size hediye etmek istiyorum, bilgisayarınıza atabilir miyim dedim, o da kabul etti. Hatta sonra onları dinleyip dans ettik" "!!!!"

11 Kasım 2011 Cuma

bayram

harika bir bayram geçirdim. kaç bayramdır bu denli keyiflisini yaşamamıştım. izmite gidiş, kurbanımızı kesişimiz, ardından adapazarına gidip teyzemleri ziyaret. köyü nasıl da özlemişim. çocuuken bir han kadar büyük bulduğum köy evi ufalmış. bebekliklerini gördüğüm çocuklar genç kız ve delikanlı oldular zaten. oğullarım bir zamanlar benim koşturduğum bahçelerde dolaştılar. dayım eskiden bizimle nasıl oyunlar oynarsa çocuklarımla da aynı şekilde oynadı. biz nasıl kıkır kıkır güldüysek onlar da güldü. teyzem arabanın arkasını kavanoz kavanoz salçalarla, kompostolarla doldurdu. lahanalar, maydonuzlar, fasulyeler, taze sütler yerleştirildi. sonra ki gün meryemle latifi ablama bırakıp istanbula kaçtık. ablamın evi o gece bayram ziyaretlerinden dolup taştı gerçi. bizim veletlerle birlikte evde on- on iki kadar çocuk vardı. bizse istanbulun tadını çıkarttık. uzun zamandır ayak basmadığım bu güzel şehirden sabah ezanında ayrıldım. yusuf da pek mutlu oldu. "doğduğum şehre geldim, doğduğum şehre geldim" diyip durdu. kedilerle oynadı, kuzeniyle kıkırdadı, eski bir arkadaşıyla bilgi,sayar oynama fırsatını buldu. dönüş yolunda da tüm sevimliliğiyle kardeşlerinin bakımına ayrdım etti. meryemi oyaladı, latife taklitler yaptı. hatta yusufu paylaşamayan latif çıngar bile çıkarttı. çok güzeldi çok...