9 Temmuz 2012 Pazartesi

yusuf yelken yarışlarında üçüncü oldu. oğlumuz birinci ikinci ve üçüncülerin çıktığı o taburemsi şeyin üzerindeyken anne baba olarak bizi görmeliydiniz. tam bir türk ailesiydik. avuçlarımız patlayana dek oğlumuzu alkışladık. fotoğraf çektik, milleti yara yara kameraya görüntü bile aldık.:) Latifse aynı dönemlerde sokağa çıkamama sıkıntısı çekiyordu. benim kurabiye oğlum göğe ciddi ciddi bir iki dakika boyunca bakıyor sonra o kocaman semadan ürkerek:" anne gök üstümüze düşecek" diyordu. Bazen de binaların kırılacağını söylüyordu. büyük olan şeylerin parçalanmadan durabilmesi ona inandırıcı gelmiyordu. onu anlıyorum. çocukken ben de böyleydim biraz. kendimi çok iyi bildiğimden ona en doğru cevabı söyledim: "hiç öyle şey olur mu? saçmalama git sokakta oyna bakayım, bak abinler bakkala gidecek sen de gidersin hem" onu ciddi ciddi dinleyip ciddi cevaplar verirsem biliyorum ki o durumu daha ciddiye alacaktı. gögün üzerimize gerçekten düşebileceğinden binaların kağıdın yırtılması gibi yırtılabileceğinden ürkecekti. taktiğim işe yaradı. sadece üç gün sokağa çıkmadı Latif. Bunun dışında meryem bazı kelimeleri söylemeye başladı, mama, hopp, guguk ceee, vurdu, acıdı... (latifden hırpalanan çocuk anne babadan önce işte vurdu acıdıyı öğrendi iyi mi?)