29 Haziran 2011 Çarşamba

sünnet devam


evde bir kız evladı varsa o büyümeden ağabeylerini sünnet ettirmenizi tavsiye ederim. zira evde üryan dolaşan ağabeylerini seyretmesi pek de hoş olmayacaktır. bu noktada akıllılık ettik sanırım. sünnet öncesi Hacı Bayram Veli ziyaretimizden görüntüler var fotolarda. ( yusufun şehzade kıyafetinin altındaki spor ayakkabılara dikkat! aslında kıyafetin çarıkları vardı ama sünnet öncesi kayıp kaza geçirmelerinden korktum) bu arada iki buçuk yaşındaki latifin göbeğini de bu ziyaret esnasında türbenin yanındaki ağacın dibine gömdüm. latifin doğumuna giderken hacı bayram veliye uğramış dua etmiş, göbeğini düşünce buraya gömmeye karar vermiştim. ancak nasip oldu. buzlukta meryemin göbeği hala duruyor. onu başka bir yere gömmeğe niyet etmiştik de... yusufun ki mi nerede? eyüp sultanda. çok hoş bir zatın kabrinin toprakları arasında...

meryem




sünnet öncesi ve sonrası meryem görüntüleri. benim ona seslenişimle: merhem

sünnet



gözümüzü kararttık oğullarımızı sünnet yaptık. yusuf pek cesurdu. masaya kendi yattı, lokal anestezi de gıkı çıkmadı. işlem esnasında da. latif'se yaygarayı bastı. cır cır cır. evde de hummalı bir dönem başladı böylece. fakat eve geçmeden sünnet esnasında otuzlu yaşlardaki doktorun anlatttıklarını yazmazsam ölürüm.:)oğullarım için ağlarken birden güldürüverdi beni.diyolok şöyle:
1. doktor: sen ne yaptın çocukların sünnet işini
2. doktor: şimdi benim iki oğlan vardı ya tam onları sünnet edeceğiz, hanım dedi ki hamileyim. ben de dedim ki hayırlı olsun ne güzel, bunun cinsiyeti de belli olsun öyle yapalım sünneti. hanım yok dedi içime doğuyor bu kız biz yaapalım. yaptık ama bebek oğlan geldi. tam onu sünnet edeceğiz hanım dedi ki hamileyim, eh dedik ne güzel hayırlı olsun. ben yine bekleyelim dedim o yok bu sefer kesin kız dedi. yaptık sünnneti o da erkek geldi.
(adama iyice baktım doğulu mu diye, yok ne aksan ne tip...)
fotolarda babaannemizi ve dedemizi görüyoeuz bu arada

ankaradaki türkçe olimpiyatlarından bir çerçeve: millet bosna, sırbistan civarındaki stantları dolaşıp: "Hatçe bak ne güzel kızlar, bizim oğlanlara da böyle buluversek de evleniverseler" "Ne güzel ya, sarışın cam gibi gözlüler gı" muhabbeti yapılırken. biz de boş geçmedik tabii

okul bitti


karnemizi aldık, beşlerle beş taş oynadık. eh güzel karneydi ya ne yapacaktık yani. latif de resimde görüldüğü gibi okul havasına girmiş durumda. yusufta öğretmeniyle. sanki akrabalar değil mi?

28 Haziran 2011 Salı

manzara


doğum günü resimlerini koymayı unuttum, ben de size ankaranın en güzel yerinin resmini koyayım dedim. yani evimin balkonunun. resimdekiler: bir adet sevimli dede, bir adet afacan latif