27 Mayıs 2011 Cuma

latif

latif kız kardeşini severken sanki aralarında iki yaş yokmuş da kocaman yıllar varmış gibi davranıyor. merhametle elini tutup saçlarını okşuyor. bir kere turşu yediğinde ağzı yandığı için babasını turşu yerken görünce ona suyu uzatıyor. kendisine abur cubur verince sevinçle diğer elini uzatıp "abi" diyerek onun da payını istiyor ve koşarak abisine götürüyor. yusuf onun söz dinlediğini keşfettiğinden beri çöplerini ona verip "hadi bunu çöpe at" "hadi oyuncakları topla" gibi vazifeler veriyor. latif insanlara sarılmayı, müzik duyunca heyecanlanıp ellerini çırpmayı seviyor. balık yağının tadını,çizgi filmi, parkta oynamayı, parktaki çocuklara "arkadaş" deyip oyuncaklarını paylaşmayı seviyor. yaşlılara bayılıyor. dedesiyle oynamayı çok seviyor. kuşlara ekmek atan bir yaşlı görünce (burada hep görüyoruz, batıkent yaşlı amca ve kuş birlikteliği) yanına gidip ondan avcunu uzatarak ekmek istiyor ve kuşlara atıyor. burnu çok hassas bir yere çarpınca hemen kanıyor. köpek görünce "hav hav" deyip kovalıyor. pazara gidince tezgahtarların kendine "sarı çocuk al bakalım bunu" diye ikram ettiği her şeyi alıp yemeğe bayılıyor. "gitme bizi bekle" deyince durup bekliyor. koşmayı, kucakta oturmayı, abisinin okuma kitaplarının resimlerine bakmayı, kalemle bir şeyler çiziktirip aferin almayı seviyor. sanırım Ahmet ve Latif isminde müthiş bir uyum ve sakinlik var. çocuklarınızın adını gönül rahatlığıyla Ahmet Latif koyabilirsiniz. yok ben macera severim çocuk dediğin bana her gün ayrı bir heyecan ve tecrübe yaşatmalı diyorsanız, Yusuf ismi tam size göre...

2 yorum: