15 Aralık 2010 Çarşamba

müzik ve şeytan.

1-Yusuf bugün latifle okuduğumuz okul öncesi kitaba bakarak gülmeye başladı.Latif'in tüm kitaplarını -malum- yusufun eski kitapları oluşturuyor. ilk çocuk hevesiyle ona o kadar okul öncesi kitap almışız ki anlatamam, değil latife latiften sonra en az beş çocuğu da yeterler. Neyse bu kitabımızın üzerinde yusufun yapıştırdığı bir yapıştırma vardı. yapıştırmada saksofon çalan bir adam ve saksofondan çıkan notalar görünüyordu. Meğer bu yapıştırmayı ona kuzeni Melek ablası vermiş, verirken de "Ne güzel değil mi şarkı söylüyor" demiş. Benim güzel oğlum da yapıştırmanın gerçekten şarkı söyleyeceğini sanmış, kitabbına yapıştırmayı yapıştırıp şarkı söylemesini beklemiş. Uzun süre. Çok heycanlanmıştım dedi anlatırken bana,
2-Yusuf'a gözleme pişiriyorum. Gözleme onun çok sevdiği bir yemek. özellikle ıspanaklı gözlemeye bayılır oğlum. gerçi bu günküler patatesli... O da bana yüksek sesle kitap okuyor. Birden durdu ( aynı anda çok şeyi düşünme ve bu yüzden tek bir şeyde acayip bocalama hali vardır da kendisinde... sanırım daha pratik bir dillle buna dikkat dağınıklığı deniyor) ve şöyle dedi: "Şeytan Hz. Ademe secde etmeyeceğini söylerken neden küfretmediğini şimdi anladım. Çok kızgındı ama küfür etmedi çünkü yanlarında Allah vardı"

2 yorum:

  1. seni, onu, öbürünü, geleni, hepinizi çok seviyorum. toplama kampı gibi. güzel insanlar topluluğu. pratik bir dille; güzel "aile".

    YanıtlaSil
  2. sensin o bir kere... çok özledim. çatını da görmek istiyorum hem. tanışmasak da onu da özledim

    YanıtlaSil