8 Aralık 2010 Çarşamba

dananın kuyruğunu koparttık, ya da makasla kestik.

Yusuf'un ders çalışmasını görmelisiniz. yok yok çok görmeyin size de fenalık gelebilir. onu derslerinin başına oturtmak hakikaten çok zor. tam gün okulun ardından yemek biraz dinlenme gibi molaları takiben "ödevler" isimli lavel'e geçiyoruz. günün en zor kısmı. ben başında oturmazsam katiyen ders çalışmıyor beyefendi. normalde konuşmayı sevmeyen oğlumuz söz konusu "ben" olunca değişiyor zaten. bana öğrendiği her şeyi öğretmek, okuduğu her kitabı okutmak, seyrettiği her çizgi filmi seyrettirmek ve hepsi hakkında sohbet etmek gibi bir alışkannlığı var. buna ilkokulla birlikte her ödevi beraberce yapmak da eklendi. Aslında onunla vakit geçirmek benim için de hoş. fakat latif ve doğmak üzere olan bebek her zamankii tempomu aksatıyor. dün de fena bir gribe yakalandım. hatta babamız latife bakmak için işten iki saatliğine ayrılıp eve bile geldi. ben de fırsattan istifade uyudum. akşam da yorgunluk devam edince babamız hazır yemek poşetleriyle yardıma koşup çocukların karınlarını doyurdu.
eee ödevler mi? ödevlere anne başa ekşimediği için çok ama çok geç başlandı, uyku da geldiğinden hiçbiri bitmeden yatıldı. ben de dananın kuyruğunu kesiverdim. sabahleyin yusufu okula göndermedim ve tüm gün cezalı ilan ettim. babamız her ne kadar bunun iyi bir ceza olmadığını söylese de bence çok yerinde bir hareket oldu. zira okula gidemiyeceğini öğrenen oğlumuz ben bir şey demeden sabah sabah masasının başına geçip ödevlerini yapmaya başladı. - ki bu bir mucizevi olaydır- okul onun için çok önemli çünkü. derslerden ziyade arkadaşlarıyla ilgili bir durum.
aslında ben her yükü omzuma almamayı başarabilsem oğullarım çok daha dayanıklı bireyler olacaklar. sorun ben de, hayatı onlar için öyle kolaylaştırıyorum ki bu sefer aksine tahammüll edemiyorlar. oyuncaklarını bile rahat oynasınlar diye salak gibi gruplara ayırıyorum, (arabalar, küçük arabalar, elektronikler, büyük parçalar vs. ayrı ayrı poşetlere koyulup oyuncak kutusuna yerleştiriliyor, her oyundan sonra bozulacağı biline biline yapılıyor bu sınıflandırma... ah ben, bir zamanlar bu yönü sebebiyle valideme çok veryansın etmiştim. büyük lokma yut büyük laf etme dünyası işte)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder