10 Temmuz 2011 Pazar

REKLAMLIK

annemin sözüdür bu. bebekler çok ağlarsa "reklamlık" der. yani bebek seni başkalarına reklam ediyor, bir nevi tanıtıyor. "şu çokkk ağlayan bebeğin annesi değil mi bu?" hah işte biz o olduk. önce pansiyonun balkonunda otururken yan balkondan bir baş uzandı. "hasta mı çocuk, sürekli ağlayınca bir zoru var diye düşündük. ablam sorma ayıp olur dedi ama ben artık dayanamadım" sonra pansiyonun bahçesinde çevirenler: "acaba başına güneş mi geçti, sıcak deniz mi çarptı, ya demek henüz denize bile sokmadınız öyle mi?" sonra denizde yüzerken kıstıranlar: "ay siz o ferah pansiyondaki sürekli ağlayan bebeğin annesi misiniz?" ardından üzülenler: "yok canım rahatsız olmuyoruz, size üzülüyoruz yazık,demek huyu öyle" "nasıl tahammül ediyorsun, evlat tabii, hep mi böyle" bunlar iyi niyet cümleleri fakat kimileri çocuğu bakamadığımı muhakkak bir şeyi es geçtiğimi düşünüyor, hem de önden iki çocuk büyütmüş olmama rağmen işte onlar adamı helak ediyor: "bak sen anlamıyorsundur, her tahlili yaptırdın mı? belki aç çocuk, belki çok tok..." aslında tatili bitirmemiz lazım. ben hayli yıprandım. bugün etraftaki uslu çocukları süzüp süzüp kendime acırken denizde bir kadın gördüm. benden büyüktü hatta hayli. sanırım on yaş vardır aramızda, tek çocuğu vardı. o da on beş yaşlarındadır. bir kız. sürekli gülümsüyor. öyle mutlu ki... annesi ya onu yüzdürüyor ya yediriyor, ya dolaştırıyor. tabii tahmin ettiniz özürlü bir çocuk. o anneyi öpesim geldi. hayatımda bu kadar mutlu bir zihin özürlü çocuk görmedim. şikayet etme ayşe dedim kendime. asla etme, şükür et kız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder