6 Şubat 2011 Pazar

sulu beyin

teşekkür etmeliyim. kime mi? mesela her akşam cep telefonuyla çektiği fotoğrafları üşenmeyip bloğumuza yükleyen yiğenim Melek'e - kendisi on numara kızdır- zira ben nete bile giremiyorum. ama bunu yazmam gerekiyordu. yazayım ki düşmez kalkmaz bir Allahtır sözünü insanlara söyleteyim. bu sabah alışverişe gittik. uzun zamandan sonra ilk kez bir alışveriş merkezindeydim. hem de ma aile. anne baba ve üç tıfıl. Latif'e bilinmeyen bir kudret geldi latif çarpı üç kuvvetine bürünüp sağa sola saldırmaya başladı. kızımız bebek olduğunu yusufumuz da henüz büyümediğini yaramazlıklarıyla ispat etti. insanlar bize mağaradan çıkmışız gibi bakıyordu. ilkel aile. bir sürü çocuk. aaa hem de durmuyorlar bir oradalar bir buradalar. anneleri de "durun" diye cıyaklıyor. neyse bir ara eline bir sürü uhu almış latife "hayır onları almıyoruz yerine bırak anneciğim" derken sevgili zevcemin bana tuhaf tuhaf baktığını gördüm. kadının teki de başımda şaşkınlık ve kızgınlık arası bir yüzle dikilmişti. neyse ben gazı almışım çocuğa uhuları bıraktıracağım. kadın "yalnış cocuk" demesin mi? birkaç kez hem de. aaa ne göreyim. çocuk benim çocuğum değil. latif diye yüzüne baka baka konuştuğum veletin latifle benzerlik yönünden uzaktan yakından alakası yok. latif başka bir reyonu karıştırmakla meşkul. yani beynim sulandı arkadaşlar. gerçi eşim bunu "sen çocuğa doymuyorsun bak milletin çocuklarına da sarktın. dört çocuk mu istiyorsun ne?" diyerek yorumladı. ben inanın hiç gülmedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder